Daha İyi Yönetim İçin Yapılacaklar Yatırımlardan Daha Önemlidir
İster ticari bir işletme, ister bir kamu kurumu isterse bir sivil toplum kuruluşu olsun yönetiminde bulunduğu organizasyonun yarınını (geleceğini) tasarlamak isteyen liderler, yönettiği organizasyonda; (özellikle organizasyonu geleceğe taşıyacak) “doğru işlerin”, “doğru şekilde yapıldığından” emin olmanın sakinliğine ve dinginliğine ihtiyaç duyar. Bir şirketin yarınlarının tasarımlarının ve gelecekle ilgili planlarının; “bu günün” kaygısı içinde bir başka ifade ile “günlük kaygılar” içinde yapılması mümkün değildir.
Bazı sohbetlerimde ve yazılarında “tepedeki yalnız adam” (ki bunun nedenini bir başka yazımda ele alacağım)olarak nitelendirdiğim liderlerin en üst düzeyde yönetiminde bulunduğu şirket veya kamu kurumu veya sivil toplum kuruluşunun günlük işlerinin hengamesi içinde fazlaca yer aldığı, alt kademe tarafından yönetilebilecek operasyonları yönetmek zorunda kaldığı veya astları tarafından çözümlenebilecek basit problemleri çözmek zorunda kaldığı bir çalışma ortamında, gelecek planları yapması mümkün değildir. Bu evde çıkan yangını söndürmeye çalışırken bir daha yangın çıkmasın diye önlem aramaya benzer.
Bir başka husus ise “doğru işleri”, “doğru şekilde yapmayan” veya yapamayan şirketlerin kaynaklarını verimsiz, etkisiz ve boşa harcaması kaçınılmazdır. Liderin tasarladığı gelecekte veya o geleceğe yolculukta ihtiyaç duyulacak her türlü kaynağın, eğer var ise bu gün verimsizce ve gereksiz tüketilmesi veya bu kaynaklar henüz mevcut değil ise “bu gün” üretilememesi, gelecek tasarımı için ortaya konacak tüm planların ve gösterilecek çabaların hüsranla sonuçlanmasına sebep olacaktır.
Bu noktada belirtmek isterim ki; liderlerin organizasyonun yapılmakta olan işlerinin içinde; bir başka ifade ile günlük operasyonlarının içinde; bir operasyon yöneticisi olarak yer almaları gerektiğini asla ifade etmek istemiyorum. Burada ifade etmek istediğim, asıl ve en önemli işi; başında olduğu organizasyonun “vizyonunu”, organizasyonu vizyona ulaştıracak “stratejileri” belirlemek ve organizasyonun iç ve dış paydaşlarını bu stratejileri gerçekleştirmek için ”organize” ve “motive etmek“ olan liderler, yönettiği organizasyonda doğru işlerin her zaman doğru şekilde yapılmasını sağlayacak yönetim ve iş sistemini kurmalı ve bu sisteminin işlemesini garanti altına almalıdır.
Değerli eğitimci Ahmet Şerif İZGÖREN “Sistem Liderliği” adlı kitabında başarılı olmak isteyen liderlerin, sistem kurma ve bu sisteme liderlik yapma gibi önemli bir misyonu da üstlenmesi gerektiğini önemle vurgulamaktadır.
“Bu gününü” doğru yönetemeyen hiçbir kurum “yarınlarda” var olamaz.
Bir organizasyonun yönetim ve iş sisteminin yenilenmesi veya geliştirilmesi veya düzeltilmesi gerekliliği ortaya çıktığında (yani yangın çıkma olasılığı arttığında) “yatırımlar bile ertelenebilir” ama “daha iyi yönetim ve iş sistemi arayışları” geleceğe ertelenemez.
Gerek danışmanlık yaptığım, gerekse muhtelif nedenlerle gözlemleme imkânı bulduğum veya eğitim verdiğim (özellikle büyüme trendindeki) küçük ve orta ölçekli şirketin, yönetim sistemi ve iş sistemlerinin gelişimi üzerine yatırım yapmayı gereksiz görmeleri sebebi ile yaptıkları yatırımları doğru ve verimli yönetemediğini, hatta çok doğru ve işletildiğinde başarılı sonuçlar doğuracak yatırımları yapmalarına rağmen iflasın eşine geldiğini görmekteyim.
Bir lider asla unutmamalıdır ki organizasyonun yönetim sisteminin etkin ve verimliliği, satın alınan üretim makinelerinin etkin ve verimliliğinden çok daha önemlidir. Çünkü en son teknolojik donanıma sahip makineler mükemmel üretim yapabilirler ama krizleri ve sorunları çözemezler. Kiriz ve Sorunların çözümü, stratejilerin hayata geçirilmesi, çalışanların organizasyonu ve motivasyonu üretim makineleri ile değil güçlü, etkin ve yetkin bir yönetim sistemi ile mümkündür.
Sonuç olarak organizasyonunu yarınlara taşımak isteyen her lider organizasyonunun “bu gününü” iyi yönetecek yönetim sistemini kurmalı ve kurduğu sistemin günlük işleri en doğru şekilde yönettiğinden emin olmalıdır. Emin olmalıdır ki gelecek stratejilerini dinginlik ve sakinlik içinde planlayabilsin, organizasyonunu geleceğe taşıyacak fırsatları veya organizasyonunun geleceğini tehlikeye sokacak risk ve tehditleri görebilsin…