top of page

Bizim Çocuk, Sizin Patronu İşten Kovar... (Bak Ciddiyim; Kovar...)


Satış, rekabet yönetimi, pazarlama veya İnovasyon konulu kurumsal eğitimlerde şirket çalışanlarına beklenmedik bir soru sorarım… Eğer bir şirkette çalışıyorsanız; hadi size de sormuş olayım…


“İçinizden kim şirketinizin sahibine gidip, patron bu güne kadar yaptıklarınız için teşekkür ederiz. Anacak son zamanlarda sizden hiç de memnun değiliz. Artık sizinle çalışmak istemiyoruz… Muhasebeden hesabınızı kestirin, ihbar ve tazminatınızı alın… Hayatta başarılar… diyerek kovabilir?”


Katılımcılarda hafif bir gülümseme olur. Hele patron da eğitime katılmış ise daha da farklı olur bu gülümseme.


Gülmekle gülmemek arasında yüz ifadeleri içinde devam ederim; “Tabi ki hiç biriniz… Ama benim çocuk sizin patronu kovar… Bak gülmeyin cidden kovar…”


Hakikaten Kovabilir mi?


Her şirket, (bakın Sivil Toplum Kurumu veya kamu kurumu demiyorum) varlığını ticaretinden elde ettiği kârlılık ile sağlayabileceği sürdürülebilirliğe borçludur.

Rekabetin artık yandaki komşu ile değil uluslararası rakiplerle yapıldığı günümüz ticaret hayatında sürdürülebilir kârlılık ile sürdürülebilir bir işletmeyi sağlamak satışlardaki sürdürülebilir başarı ile sağlanabilir.


Kurduğunuz kalite yönetim sistemleri, yönetimdeki kurumsallığınız, Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetleriniz, son teknolojiye yaptığınız yatırımlar, tıkır tıkır çalışan bilgi işlem alt yapınız, gösterişli mekanlarınız, şatafatlı reklam kampanyalarınız ve aklıma gelmeyen ne varsa; eğer satışlarınızda sürdürülebilir bir başarıyı sağlamış ise iyidir, değil ise boşa yaptığınız şeylerdir.


Sürdürülebilir satış başarınız ise müşteriniz, daha da önemlisi ürün veya hizmetinizin tüketicisi veya kullanıcısı (ki Müşteri ile Tüketici Aynı Şey mi başlıklı yazımı okumanızı şiddetle öneririm) nezdindeki sürdürülebilir memnuniyet ile (bakın ikna demiyorum) mümkündür.


Kısacası müşterinizi, tüketicinizi, kullanıcınızı kızdırırsanız şirketinizin kapısına kilidi vurursunuz…


Bir şirketin kapısına kilit vurulduğunda “Patron İşten Kovulmuş” demektir. Artık başka bir iş mi arar (kurar) evde pinekler mi onu bilmem…


Müşteriye, Tüketiciye Hava Atma; Alır Boyunun Ölçüsünü…


Yani; güzel bir masa örtüsü satmak istediğiniz hanım, bir notebook satmak istediğiniz öğrenci, koltuk takımı satmak istediğiniz yeni evli çift, pulluk satmak istediğiniz çiftçi, bir SUV satmak istediğiniz iş adamı, bir ev satmak istediğiniz memur artık kime ne satıyorsanız işte o kişiyi kızdırırsanız gözünüzün yaşına bakmaz…


Müşteri ve/veya tüketici; sizinle ilişkisini keserse, marketinizin kapısından girmezse, satış bölümünüzün sipariş telefonunu rehberinden silerse, satış portalınıza tıklamaz ise; şirketinizin unvan zincirinin en üstünde olan patrondan, en altında yer alan çalışanlarınıza kadar herkes “KOVULUR”.

Üstelik, tecrübeniz, diplomalarınız, sertifikalarınız ve artık neyiniz varsa onlar bile sizi kurtaramaz…


Kısacası Bizim Çocuğu Ciddiye Alın…


Satış temsilcileri, satış bölümünün yöneticileri, şikâyet bildirimlerini ilk alan çalışanlar, ürün montajını yapanlar, ilk, orta ve üst düzey yöneticiler ve patronlar şirketinizin müşterilerini, ürünlerinizin tüketicilerini ve kullanıcılarını çok ciddiye alın…


Müşteri, tüketici ve kullanıcılar ile iletişim ve ilişki içinde olduğunuz her an ve ortamda hitabınıza, davranışınıza, vaatlerinize, ürün sunumunuza, ürününüzün eksiğine ve noksanına, hizmetinizin doğruluğuna ve zamanındalığına dikkat edin… (Bu arada Müşteriye Karşı Tutumlar başlık paylaşıma da bir göz atarsanız yararlı olur)


Çünkü bizim çocuk bir kızarsa, sizi her an işten kovabilir ve yerinize hiç zorlanmadan birini bulabilir…


Vesselam…


80 görüntüleme

Yazılar / Paylaşımlar

bottom of page